18 Aralık 2013 Çarşamba

ROMA UYGARLIĞI

ROMA İMPARATORLUĞU DÖNEMİ
·           MÖ.133 ‘te Bergama Krallığına son veren Romalılar yaklaşık 100 yıl
lık bir mücadeleden sonra Anadolu’ya egemen oldular.
·           Bu dönemde Anadolu’da bazı şehirler büyümüş ve gelişmiştir.(Antakya, İzmit, İstanbul, İznik)
·           MS.1 ve 2. yy.da Anadolu kentleri o dönemin en zengin ve en önemli sanat merkezleri arasında yer almıştır. (Bergama, Efes, Afrodisyas, Perge, Side, Aspendos, Antakya)
·            İstanbul’da Bozdoğan Su Kemeri, Çemberlitaş, Ankara’da Avgustus tapınağı, Roma Hamamı, Antalya’da Aspendos bu dönemden kalan kalıntılardır.
ROMA MEDENİYETİ
·           Roma kenti Latinler tarafından kurulmuştur.
·           MÖ.30 ile MS.395 tarihleri arası “Roma Çağı” olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemde Roma, Akdeniz havzasının tek, siyasal, askeri, ekonomik, ticari gücüdür.
·            Roma egemenliğini kabul eden şehirler Roma’ya; a-Dostluk antlaşması  b- İttifak antlaşması c- Uyrukluk antlaşması ile bağlanmışlardır.
·           Roma siyasi tarihi; a- Krallık    b- Cumhuriyet  c- İmparatorluk  olarak  üç dönemden oluşur.
·           Krallık döneminde kralı “Senato” denilen ihtiyarlar meclisi teklif eder,” Kuria” denilen halk meclisi  kabul ederdi. Cumhuriyet döneminde Senato’nun seçtiği iki konsül bir yıl süreyle kralın yetkilerine sahip olarak ülkeyi yönetirlerdi. Bunalım dönemlerinde ise “Diktatör” denilen bir kişi geniş yetkilerle 6 ay için başa geçirilirdi. Meclisler İmparatorluk döneminde de varlıklarını sürdürmüşler ancak eski yetkilerini ve etkilerini kaybetmişlerdir.
·            Hz. İsa, Avgustus döneminde Filistin’de Nasıra kasabasında doğmuştur. Tek tanrılı din inancı olan Hıristiyanlığı yaymaya başladı. Sağlığında ona 12 kişi inanmıştır. Bunlara 12 Havariler denilir. Bunlardan özellikle Sen Piyer ve Sen Pol Hıristiyanlığın yayılması ve kurulmasında etkili rol oynamışlardır. Kudüslülerin Hz. İsa’yı şikâyet etmeleri üzerine Hz. İsa çarmıha gerilerek öldürülmek istenmiştir.
·            Romalılar kölelerin ve fakirlerin dini olarak gördükleri Hıristiyanlığı önce yasaklamışlar, İmparator Konstantinus zamanında “Milano Fermanı “(MS.313) ile serbest bırakmışlar, İmparator Büyük Teodosius (379-395) zamanında resmi din ilan etmişlerdir.
·           Roma İmparatorluğu Kavimler göçünün etkisiyle 395 te batı ve doğu olarak ikiye ayrılmış, 476’da Batı Roma, 1453 ‘te Doğu Roma (Bizans)İmp. Sona ermiştir.
·           Roma’da halk; a- Patriciler: Tam vatandaşlık hukukuna sahip, geniş toprakları olan, mecliste oy kullanma hakkına sahip soylu sınıf  b- Plebler: Ticaret mülkiyet gibi bazı haklara sahip olup, askere alınmaz ve oy kullanamazlardı.  c- Yanaşmalar: Çeşitli nedenlerden dolayı hukukunun bir bölümünü kaybeden sınıftı. Bir ailenin yanına yanaşırlar ve onların hizmetlerini görürlerdi. d- Köleler: Hiçbir hakkı olmayanlar olarak  sınıflara ayrılmıştı.
·           Güneş Takvimini bugünkü şekline kavuşturdular
·           Alfabeyi günümüz şekline kavuşturdular.
·           Mimarlıkta olgunlaşarak ilk sivil mimari örnekleri verdiler.
·           Hukuk alanında gelişmişler, 12 levha kanunlarını hazırlamışlar, hukuk’u olgunlaştırmışlardır.
BİZANS İMPARATORLUĞU DÖNEMİ:
·           395’te Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasıyla doğu Roma İmparatorluğu olarak kurulmuştur.
·           En parlak zamanı Jüstinyen ( Justiniaus) (527-565) dönemidir.
·           Bizans’tan günümüze kalan eserlerin en ünlüsü “Ayasofya” dır. Bunun dışında Aya İrini Kilisesi, Fethiye ve Kariye Camileri, Efes’teki St. John bazilikası, Alahan Manastırı, Yerebatan sarayı, İstanbul surları ve su kemeridir.
·           1048 Pasinler savaşıyla başlayan Anadolu’yu yurt edinme mücadelesi,1071 Malazgirt savaşıyla yoğun bir Türk akınına dönüşmüş, kısa sürede Anadolu nüfusunun çoğunluğu Türklerin eline geçmiştir. 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u almasıyla Bizans İmparatorluğu sona ermiştir. 

İSKENDER İMPARATORLUĞU VE HELLENİZM UYGARLIĞI

BÜYÜK İSKENDER İMPARATORLUĞU VE
HELLENİZM DÖNEMİ
·           Makedonya kralı Büyük İskender’in Asya seferi ile başlayan ve yaklaşık 300 yıl süren döneme “Hellenistik dönem” , bu dönemde  doğu-batı kültür kaynaşmasıyla oluşan medeniyete de “Hellenistik medeniyet” denilir.
·            Büyük İskender MÖ.334’te Anadolu’ya geçerek  Persleri yenilgiye uğratmış, İyon şehir devletlerini özgürlüklerine kavuşturmuştur. Suriye üzerinden Mısır’a, İran üzerinden Hindistan’a kadar gitmiştir.
·           Not: Büyük İskender, Persleri;  Granikos ,İssos, Gavgamela savaşlarıyla üç kez yenilgiye uğratmıştır.
·            İskender’in ölümü üzerine Makedonya, Mısır ve Asya krallıkları kurulmuştur.
·            Anadolu’da kurulan başlıca Hellen krallıkları: Bergama Krallığı, Bitinya Krallığı (Kocaeli yarımadası çevresinde), Pontus Krallığı ( Karadeniz kıyılarında), Kommagene Krallığı (Nemrut dağında) .
·           Hellenistik krallıklar’a Roma İmparatorluğu son vermiştir.
Kültür ve Medeniyet:
·           Hellenistik medeniyetin merkezi Anadolu’dur.
·           İskenderiye ve Bergama’da Kütüphaneler kurulmuş
·            İskenderiye, Antakya ve Bergama’da büyük saraylar yapılmıştır.
·           İskenderiye feneri dünyanın yedi harikasından biri kabul edilmiştir.
·           Heykeltıraşlık sanatının en önemli örnekleri Bergama Zeus Sunağının kabartmaları ve “İskender Lahdi” ,Nike (Zafer Tanrıçası),Afrodit dir.
·           Mısır’da İskenderiye şehrini, Büyük İskender kurmuştur.
·           Ülke yönetimi Perslerdeki gibi satraplıklar şeklindedir.
·           Bu dönemde en çok pozitif ve deneysel bilimlerde gelişmeler olmuştur.
·           İskender, hocası Aristo’nun etkisinde kalmış ve bilime büyük destek vermiştir.
·           Hellenistik medeniyet, İslam medeniyetinin doğmasında çok etkili olmuştur.

ANADOLU UYGARLIKLARI

ANADOLU UYGARLIKLARI
Asya kıtasının güney batı ucunda yer alan ANADOLU tarih boyunca pek çok kavmin ilgisini çekmiş ve istilasına uğramıştır. Bu coğrafyaya  “güneşin doğduğu yer” anlamına gelen ANADOLU” (Anatolia) adını Romalılar verdi. Türkler 12. yüzyıldan itibaren Anadolu’yu kesin olarak yurt edindikten sonra, Avrupalılar bu topraklara “TÜRKİYE” demeye başladılar.
Anadolu, tarih boyunca pek çok kavmin ilgisini çekmiştir. Çünkü:
1-   Anadolu, Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında, üç tarafı denizlerle çevrili, deniz ve karadan kolayca bağlantı kurulabilen bir çekim merkezidir.
2-   Anadolu, olumlu iklim şartları, verimli toprakları ve bol su kaynaklarına sahip bir yerdir.
Birçok kavmin Anadolu’ya gelmesi sonucu Anadolu’da medeniyet gelişmiştir.
Anadolu’da Medeniyetin Gelişmesinde Etkili Olan Nedenler:
1-   Göçler ve istila amacıyla gelen topluluklar, sahip oldukları kültür ve medeniyeti Anadolu’ya taşıdılar.
2-   Anadolu’nun, Mısır, Mezopotamya, Ege ve Yunan medeniyetlerine yakın bir konumda olması, bu medeniyetlerden etkilenmesini sağlamıştır.
MÖ.2000’de Anadolu’da ilk yazılı belgelerin Kayseri yakınlarındaki Kültepe’de bulunması ile Anadolu’da tarih çağları başladı. Sümerlerin bulduğu ilk yazıyı, Asurlu tüccarların Anadolu’ya getirdikleri düşünülmektedir.
HİTİTLER (ETİLER) (MÖ. 1700 – MÖ. 700)
        Hititlerin, MÖ. 2000’li yıllarda Anadolu’ya, Kafkaslardan geldikleri tahmin edilmektedir.
        Hitit Devleti Kızılırmak çevresinde kurulmuştur. Başkentleri HATTUŞAŞ (Boğazköy)’dır.
        Kurucuları Kral LABARNA’dır
        Hitit devleti, 13 kent devletinden oluşan bir federasyondu. Kral ŞUPPİLİLİUMA zamanında federasyona son verilerek merkezi krallık haline geldi.
        Suriye topraklarına hâkim olmak için MÖ.1296’da Mısırlılarla Kadeş savaşı yapıldı.16 yıl süren savaştan sonra MÖ.1280’de tarihin bilinen ilk yazılı antlaşması olan KADEŞ antlaşması Mısır Firavunu II. Ramses ile Hitit Kralı Muvattaliş arasında imzalandı.
        Bu antlaşma ile Mısırlılarla, Hititler; Asur tehlikesine karşı ittifak yapmışlardır.
        Hitit Kralları, Başkomutanlık, Baş Rahiplik ve Baş Yargıçlık görevlerini üstlenmişlerdi.
        Devlet yönetiminde PANKUŞ adı verilen, Kralın yetkilerini sınırlandırabilen ve asillerden oluşan bir meclisleri vardı.
        TAVANNANA adı verilen kraliçe, kralın yanında devlet yönetiminde etkili idi.
        Tarih yazıcılığının ilk örneği kabul edilen ANALLARI hazırladılar.
        Aile Hukuku gelişmiştir.
        Günlük işlerinde ve ticarette Sümer Çivi yazısını, siyasi ve dini işlerinde ise kutsal saydıkları Hiyeroglif yazıyı kullanmışlardır.
        Mezopotamya destanlarından etkilenerek KARAMBİ destanını yazmışlardır.
        Hititlerin, çok tanrılı bir dinleri vardı. Bu nedenle Hitit ülkesine BİNTANRIİLİ denirdi. En büyük tanrıları ARİNNA ile eşi DATTAŞA idi.
        Heykel ve kabartmacılıkta ileri seviyedeydiler. İvriz yazılı kaya kabartmaları en iyi örnekleridir.
        Halk; soylular, hürler, namralar ve köleler diye sınıflara ayrılmıştı.
        Tanrı heykellerini mabetlere koyar ve onlara kurban keserlerdi
        MÖ 1200’de Ege Göçleri sonucu batıdan gelen kavimler, Hitit devletini yıktı. Geç Hitit Şehir Devletleri dönemi başladı. Bunlarda MÖ 700’de Asur saldırıları sonucu yıkıldı.
FRİGYA (MÖ 800-MÖ 670)
        Hitit devletinin yıkılmasından sonra MÖ 8.yüzyılda Batı Anadolu’nun bir kısmı ile Kızılırmak kıyılarında bir devlet kurmuşlardır.
        Başkentleri Ankara yakınlarında GORDİYON, kurucuları ise GORDİOS’tur. Bilinen en ünlü hükümdarları MİDAS tır. Onun zamanında bütün Orta Anadolu’ya hâkim oldular.
        Tarıma çok önem verilirdi. Öküz kesenin, saban kırmanın cezası ölümdü.
        İlkçağ’da Anadolu’nun en zengin kavimlerinden biridir.
        Kaya mimarisi ve heykel kabartmacılığında gelişmişlerdir.
        Çok tanrılı bir dinleri vardı. Baş tanrıları KİBELE ve onun sevgilisi ATİS’di.
        Sonbaharda tanrıların öldüğüne inanarak yas tutarlar, ilkbaharı ise tanrıların dirilişi kabul ederek şenlik yaparlardı.
        MÖ 676’da Kafkaslardan gelen Kimmerler tarafından yıkılmışlardır.
İYONYALILAR (MÖ 1200 – MÖ 546)
        İzmir Körfezinden, Güllük Körfezine kadar olan bölgeye eski çağlarda İyon’ya denilirdi.
        MÖ 13. yüzyılda Dor istilası nedeniyle Yunanistan’dan göç ederek Batı Anadolu’ya gelen Akalar tarafından kurulmuştur.
        En önemli şehirleri, Efes, Milet, Smyra(İzmir), Foça ve Didim ve Halikarnas (Bodrum)tır.
        Ege ve Akdeniz ticaretini ellerinde bulundurdular.
        Zenginlik ve ticari rekabetten dolayı polis adı verilen kent devletleri halinde yaşadılar.
        İyonlarda koloni ticareti gelişmişti. Kolonilerini ikinci vatanları olarak görür ve oraya yerleşirlerdi.
        Çok tanrılı dinleri vardı. En büyük tanrıları Zeus ve karısı Hera idi.
        Öldükten sonraki hayatın varlığına inanmazlardı.
        Fenike alfabesini kullanmışlar ve bu alfabenin Yunanistan’a yayılmasını sağlamışlar.
        Homeros’un İlyada ve Odise adlı destanı İyon edebiyatının en önemli eseridir.
        Bilim, sanat ve uygarlık alanında Anadolu’da kurulan en gelişmiş medeniyettir.
Hipokrat           à Tıp                         Heredot          à Tarih
Diyojen            à Felsefe                    Pisagor           à Geometri
Tales                à Matematik
·        Mimaride de ileri giden İyonyalılar, İyon Nizamı denilen bir tarz yaratmışlardır.
·        Efes'teki Artemis tapınağı ile Celsus Kütüphanesi bu döneme ait önemli mimari eserlerdir.
LİDYALILAR (MÖ 687 – MÖ 547)
        Gediz ve Küçük Menderes Nehirleri arasında devlet kurmuşlardır.
        Başkentleri Sardes (Sard) kurucuları Kral Gigestir. Krezüs zamanında Sardes bir kültür kenti haline geldi. En önemli kentler; Milet, Efes, Sardes ve Foça’dır.
        Sard’dan başlayıp, Ninovaya uzanan Kral Yolunu inşa ettiler.
        Değişim aracı olarak ilk defa parayı kullanmışlardır.
        Kuyumculukta ileri bir medeniyete sahiptirler. Lidya parası %40 altın, %60 gümüşten yapılmış bir karışımdır. Bakla biçiminde yapılan bu paralar, eşit değer ve ağırlıktadır.
        Yoğun ticari ilişkileri nedeniyle İyonyalılardan etkilenmiş ve onların tanrılarına tapmışlardır.
        İyonların da kullandığı Fenike alfabesini kullanmışlardır.
        Paralı askerlerden oluşan bir orduları vardı.
        Ülkelerini Kimmerlere ve Medlere karşı başarıyla koruyan Lidyalıları MÖ 546’da Persler yıkmışlardır.
URARTULAR(MÖ 900 – MÖ 600)
        MÖ X. yüzyılda Van(Tuşpa) yöresinde şehir devletleri halinde kurulmuştur.
        Doğu Anadolu’da yaşayan, Urartu, Hurri ve Mittanilerin; Asur baskısına karşı kurdukları federasyondur.
        Çok tanrıya inanırlardı. En büyük tanrıları Haldi idi.
        Urartular, öldükten sonra yaşama inandıkları için ölülerini eşyaları ile gömerlerdi.
        En önemli geçim kaynakları hayvancılıktı. Madencilikle de uğraşmışlar, tarımı geliştirmek için sulama kanalları yapmışlardır.
        Asurlulardan çivi yazısı ile Hiyeroglif yazıyı kullanmışlardır.
        Altın ve gümüş süs eşyaları ile çanak çömlekçilikte ileri gitmişlerdir.
        Kimmerlerin ve Saka(İskit)ların saldırıları ile zayıflayıp, Medlerin saldırıları ile yıkılmışlardır.

DOĞU AKDENİZ UYGARLIKLARI

DOĞU AKDENİZ UYGARLIKLARI
FENİKELİLER( MÖ.2000 – MÖ.8.YY.):
·           Lübnan dağları ile Akdeniz arasında kalan dar kıyı bölgesinde yaşamışlardır. Kendilerine kıyı Kenanileri demişlerdir.
·           Asur, Babil ve Perslerin egemenliği altına girmişlerdir.
Kültür ve Medeniyet:
·           Biblos, Sidon ( Sayda), Tir ( Sur ) gibi şehirler kurmuşlardır. Şehir devletleri halindeki siyasi yapı, Sayda ve Sur’ların diğer siteleri egemenliklerine alması şeklinde devam etmiştir.
·           Ekonomilerinin temeli Ticarete dayanır. Özellikle Akdeniz ticaretinden önemli gelir elde ettiler.
·           Ticari faaliyetleriyle, Ön-Asya ve doğu kültürünü Akdeniz havzasına tanıtmışlardır.
·           Akdeniz’de çok sayıda Koloni kurmuşlardır.Bunların en ünlüleri Afrika’nın kuzeyindeki “Kartaca” ile İspanya’nın güneyindeki “Gades” tir. Kolonilerini sadece ticari düşündüklerinden ellerinde fazla tutamamışlardır.(Onlar için savaşmamışlardır)
·            Uygarlığa en önemli katkıları Alfabeyi bulmalarıdır.
 İBRANİLER:
·           Sami ırkından olup, uzun zaman göçebe yaşamışlar, sonunda Filistin’e gelip yerleşmişlerdir.
·           Gerçek bir devlete Hz.Davut zamanında kavuşmuşlardır.
·           Hz.Süleyman’ın ölümünden sonra kuzeyde İsrail devleti, güneyde Yahudi  (Yuda) devletleri olarak ikiye ayrıldılar. İsrail devletine Asurlular, Yahudi devletine ise Babilliler son vermiştir.
Kültür ve Medeniyetleri:
·           Tarihin ilk tek tanrılı din inancına sahip olmuşlardır. Ancak bu dinin sadece kendi kavimlerine indiğine inanmalarından dolayı bu dini yayma gereği duymamışlar bu nedenle dinleri evrenselleşememiştir.
·           Dini inançları etrafında meydana getirdikleri milli tarihleri ile dağılıp yok olmaktan kurtulmuşlar II. Dünya savaşından sonra bugünkü İsrail devletini kurmuşlardır.
·           Peygamberleri  “Hz.Musa” , kitapları “Tevrat “ dır. Allah’a  “ Yahova “  demişlerdir.
·           Sanat eserlerinin en önemlisi Hz.Süleyman zamanında Kudüs’te yapılan “Süleyman Mabedi”    (Mescid-i Aksa) dir.

ÇİN UYGARLIĞI

ÇİN UYGARLIĞI
·         Uygarlık, Sarı ve Gökırmak çevresinde gelişmiş­tir.
·          Merkezi Devlet Kuzey Çin’deki derebeyliklerin Çou Hanedanı tarafından birleştirilmesi sonucu kurul­muştur.
·         Ülke toprakları feodal beylikler arasında paylaş­tı­rılmıştır. Bu feodal beyler içerisinde en güçlü olanı ül­kede egemenliğini ele geçirerek merkezi birliği sağla­mıştır. Bu durum Çin siyasi ta­rihinde hanedanların öne çıkmasına neden olmuştur.
·         Çin uygarlığı teknik buluşlarıyla tanınır. Bunlar kâğıt, matbaa, ipekli dokumacılık, pusula ve barut. Çinli­ler bu bu­luşlarıyla dünya kültürüne ve ekonomisine kat­kıda bu­lunmuşlardır. Çin porselen ürünleri ve ipekli do­kumaları dünyada aranan önemli eşyalardan ol­muştur.
·         Hun ve Tibet saldırılarına karşı Çin Seddi’ni yap­mış­lardır.
·         Çin'de yetişen Konfüçyüs ile Lou–Çe siyasi fikirle­riyle tanınırlar. Konfüçyüs önemli bir felsefecidir. Çin'de eşitliği, adaleti ve iyiliği savunmuştur.

HİNT UYGARLIĞI

HİNT UYGARLIĞI
·         İlk uygarlık İndus nehri dolaylarında doğmuştur.
·         M.Ö. 1200'lerde Hindistan'a gelen arî kavimler egemenliklerini kurmak için Kast Sistemi denilen bir ta­bakalaşma hareketini gerçekleştirmişlerdir. Bu tabaka­laşmada aşağıdaki sınıflar ortaya çıkmıştır.
1. BRAHMANLAR: Rahipler (Din Adamları)
2. KŞATRİYALAR: Racalar, Asiller ve Askerler
3. VAYSİYALLAR: Tüccarlar, Zanaatkârlar ve Çiftçiler
4. SÜDRALAR: Köleler
5. PARYALAR: Kast sistemi dışında kalanlar (köleler)
·         Kast grupları içerisinde birinden diğerine geçiş ya­saktır.
·         Kast sistemi ilk çağda Hindistan'da merkezi dev­letin kuruluşunu engelleyen en önemli nedendir.
·         Diğer etkenler ise farklı diller, inanışlar kültürleri ve coğrafi ko­şulların olumsuzluğudur.
·         Hindistan'ın en eski dini Veda dinidir.
·         Brahman rahiplerin bu dine katkıları sonucu Brahmanizm denilen inanış ortaya çıktı. Brahmanizm Kast sistemine uygundur.
·         Daha sonraları Kast'a tepki olarak Bu­dizm denilen din ortaya çıktı. Ancak Brahmanların en­gel­lemeleri üzerine Budizm daha çok Hindistan dışındaki Doğu ve Güneydoğu Asya ülkelerinde benimsenmiştir.


İRAN UYGARLIĞI

İRAN UYGARLIĞI
Ø  İran’da ilk olarak Partlar, sonra Medler ve Persler hâkimiyet kurmuşlardır.
MEDLER:
Ø  Medler kuzeybatı İran’a Kafkaslar yoluyla gelmişlerdir.
Ø  İran'ın batısı ile G.D. Anadolu arasında kalan dağlık ve yaylalık bölgede yaşamışlardır. Bölgenin koşulları gereği hayvancılıkla geçinmişlerdir.
Ø  Babillilerle ittifak yapıp Asur devletini yıktılar. Böylece Mezopotamya'da toprak kazandılar.
Ø  Anadolu’ya egemen olmak için Lidyalılarla savaştılar. Savaşlar sonunda Kızılırmak’ı sınır yaptılar.  
Ø  Medlerin bağımsızlığına Persler isyan ederek son vermişlerdir. (MÖ550)
PERS İMPARATORLUĞU DÖNEMİ
·         Persler de kuzeybatı İran’a Kafkaslar yoluyla gelmişlerdir.
·        Dağınık Pers boylarını Kral Kiyrus bir yönetim altında topladı. Büyük bir orduyla Medler üzerine yürüdü ve Med Krallığına son vererek Pers Krallığını kurdu.
·        MÖ.546 ‘da Lidyalılara son vermişler ve Anadolu’yu egemenliklerine almışlardır.
·        Sınırları doğuda Hindistan’dan, batıda Trakya’ya, kuzeyde Kafkasya’dan,  güneyde Basra körfezi ve Mısır’a kadar uzanmıştır.
·        Perslere MÖ.333’te İssos savaşıyla Büyük İskender son vermiştir.
Kültür ve Medeniyet:
·        İmparatorluktu. İmparatorluğun başında “Ülkeler Kralı” veya “Krallar kralı” sayılan bir hükümdar bulunurdu.
·        Pers İmparatorluğu birçok geniş vergi bölgesine (Eyalet – Satraplık) ayrılmıştır. Satraplıkların (Eyaletlerin )başında merkezden atanan ve kralın vekili sayılan asker valiler (Satrap) bulunurdu.
·         Askerliğe önem vermişler devamlı ordu kurmuşlardır.
·        Dinleri, iyilikle-kötülüğün mücadelesi olan Zerdüşt  dinidir. Temizliğin temsilcisi kabul ettikleri ateşi “Ateşgede” denilen tapınaklarda sürekli yakarlardı. Zerdüştlük, Hindistan, Suriye, Anadolu ve Mısır’da da etkili olmuştur.
·        Perslerin Ön-Asya’ ya egemen olmaları, barış ve huzuru sağlamış ve Ticareti canlandırmıştır. Ticaretin gelişmesi için düzenli yollar ve düzenli posta teşkilatları kurmuşlardır.
·        Bütün İmparatorluk sınırları içinde tek para uygulaması yapmışlardır.
·        Çivi yazısı kullanmışlardır.
·        Mezopotamya, Anadolu, Mısır ve Yunan sanatlarından etkilenmişlerdir.

MISIR UYGARLIĞI

MISIR UYGARLIĞI (MÖ.3000–MÖ.525)
·         Mısır, Afrika’nın kuzeydoğusunda yer alır. Batısı ve güneybatısı çöllerle kaplı olup, hayat damarı “ Nil ” nehridir. Mısır uygarlığının başlıca merkezleri Nil vadisinde toplanmıştır.
·         MÖ.4000 yıllarında Suriye ve Filistin üzerinden gelen Asya’lı kavimler tarafından istilaya uğramış, bunların yerli Sami ırkıyla karışmaları sonucu Mısır halkı oluşmuştur.
·          Mısır şehir devletlerine Nomos (Nom ) adı verilir. Mısır siyasi tarihi kral Menes’in Nom’ ları birleştirmesiyle başlar.
·          Mısır’da sülaleler yönetimi görülmüştür. Sülaleler devri 5 dönemden oluşur; Eski krallık, Orta Krallık ve Hiksoslar, Yeni krallık, Gerileme devri, Sais Krallığı.  Eski, orta ve yeni krallık dönemleri en parlak dönemleridir.
·          Mısır Perslerin istilasıyla bağımsızlığını kaybederek Perslerin bir ili olmuş, daha sonra da Büyük İskender’ e bağlanmıştır.
·         Hiksoslar’ın, Asurlular’ın ve Perslerin işgallerine uğramıştır.
       Kültür ve Medeniyet:
·         Mısır’ın etrafının deniz ve çöllerle kaplı olması burayı sık istilalardan korumuş, bu nedenle Mısır Medeniyeti kendi içinde gelişmiştir. Kendi içinde gelişen fakat dışarıyı etkileyen bir özellik görülür. Bu yönüyle diğer medeniyetlerden farklıdır.
·          Mısır krallarına ‘‘Firavun’’ denilirdi. Tanrı – Kral anlayışı egemendi. Firavunların yetkileri sınırsızdı. Bütün Mısır’ın sahibi sayılırlardı. Mısırlılar, Firavunlarını tanrı’nın oğlu olarak, yeryüzünde insanlar arasında yaşayan bir tanrı olarak tanırlardı.
·         Mısır illere ayrılmıştı. İllerin başında merkeze bağlı Valiler bulunurdu.
·         Düzenli bir orduya sahiptiler. Piyade ve savaş arabalı bölümleri bulunurdu.
·         Çok tanrılı bir din inanışına sahiptiler. Yeni Krallık döneminde Firavun 4.Amonifis tek tanrılı bir din yaymaya çalışmış, ancak Amon rahiplerinin karşı çıkmasıyla halkının eski inanışlarını değiştirmeyi başaramamıştır.
·         Ölümden sonra yaşam inancı Mısır’da Tıp ve Mimari’yi geliştirmiştir. Ölümden sonra yaşayacaklarına inandıklarından vücutlarının bozulmasını engellemek amacıyla “Mumya’’ yapmışlardır. Halk için labirent, Firavunlar için ise Piramitler mezarlarıdır.
·         Mısır’da halk; Kâtipler, Rahipler ve Askerler – Tüccar ve Zanaatkârlar – Köylüler  – Köleler olarak sınıflara ayrılmıştır.
·         Ekonomilerinin temeli tarım ve ticarete dayalıdır. Bütün Ön-Asya ülkeleriyle ticaret yapmışlardır. Değiş tokuşa dayalı ticari ilişkilerde, zaman zaman; belli ağırlıkta altın ve gümüş külçeleri – süs eşyası – köleler – hayvanlar  da değer ölçüsü olarak kullanılmıştır.
·         Mısır da “Hiyeroglif “ denilen “Resim yazısı “ kullanılmıştır. Zamanla bu yazı sadeleştirilerek , “Hiyeratik” ve “Demotik” adlarını almıştır.
·         Mısırlılar Nil nehrinin taşma zamanlarını hesaplamışlar,  İlk güneş yılına dayalı Takvimi oluşturmuşlardır.
·         Tıp, Matematik, Geometri gelişen bilim dallarıdır.
·         Sanat’ta Tapınaklar ve Piramitler sanat şaheserlerindendir. En ünlü tapınakları Karnak ve Luksor da bulunan Amon tapınaklarıdır. En ünlü Piramitleri ise dünyanın 7 harikasından biri kabul edilen Keops Piramididir.